Günümüzde artık fotoğraf çekmek çok kolay bir noktaya geldi diyebiliriz. Bulunduğumuz her yerden, fotoğraf makinemizle veya telefonumuzla fotoğraf çekmemiz saniyelerimizi alıyor. Peki, fotoğraf çekmek hep bu kadar zahmetsiz bir olay mıydı? Gelin birlikte çekilen ilk fotoğrafın hikayesine ve fotoğrafın gelişim sürecine bakalım.

Geçmişten bugüne insanlar, yaşadıkları anları, çevrelerinde gördüklerini, yaptıkları işleri, hep bir yerlere çizme veya kaydetme gereği duymuşlardır. Dünyanın farklı yerlerinde, farklı coğrafyalarında ve farklı iklimlerinde mağara duvarlarına çizilen resimler ve o döneme göre oluşturulan şekiller insanın doğası gereği anılarını kaydetme ve belgeleme gerekliliğinden meydana gelmiştir. Zaman ilerledikçe insanoğlu ilerleyip evrimleşmişken, kendisiyle birlikte bu arzusunun da yüzyıllar sonra fotoğrafın keşfine yol açmasını sağlamıştır.

Fotoğrafçılığın nasıl başladığına dair kesin tarih ve nerede bulunduğu bilinmemektedir. Fotoğrafçılığın tarihi, 8.yüzyılda Arap kökenli Cabir İbni Hayyam Gümüş Nitrat’ın güneş ışığının etkisiyle karardığını bulması ve 15. asırda Leonardo da Vinci’nin karanlık bir odada mevcut olan ufak bir deliğin, odanın dışındaki görüntüleri aksettirmesini bulması ile şekillenmiştir. Işığın, karanlık kutunun diğer yüzeyine yansıtılarak görüntü elde edilmesi fotoğraf tarihi açısından büyük bir gelişme olmuştur.

Fotoğraf; Yunanca Photos “ışık” ve Graphos “çizmek” sözcüklerinin birleşmesinden oluşan bir terimdir. Bu sözcük il kez İngiliz SirJohn F. W. Herschel tarafından 1840 yılında kullanılmıştır. Sir John, yakın arkadaşı olan İn­giliz bilim adamı William Henry Fox Talbotun (1800-1877) uyguladığı yeni yöntemle, yüzey üzerinde elde ettiği görüntüye fotoğraf adını vermiştir. Dönemin devlet başkanlarından halka, sanatçılardan iş adamlarına kadar herkes fotoğraf nedir diye merak ederek dünyadaki ilk fotoğrafları çektirmeye başlamışlardır.

Fotoğraf makinesi bildiğiniz üzere görevi görüntü oluşturmak olan bir araçtır. Fotoğrafın ortaya çıkışı iki temel tarihsel gelişme ile olmuştur. Birincisi, yüzey üzerinde hayali görüntünün oluşturulması, ikincisi ise yüzey üzerinde gerçek görüntünün elde edilmesidir. Dünyadaki ilk fotoğraf da bu çalışmalar üzerine çekilmiştir. Fotoğraf makinesi geliştirmeye çalışan araştırmacılar, yansımaları ve gölgeleri belirli bir yüzey üzerinde kalıcı duruma getirmeye uğraşmıştır. Bu uğraşlar sonucu fotoğraf belirli bir yüzeyde kalıcı hale getirilerek ilk fotoğraf ortaya konmuştur.